24 Aralık 2009 Perşembe

ÇOCUKTUM UFACIKTIM ...


 
      Atatürk '' Bugünün çoçukları yarın büyükleridir'' diye boşa söylememiş ya. 7 gün sonra yeni bir yıla adım atacağız. Benim yaş kemale erdide bu zaman nasıl hızlı geçti bir aklım ona ermedi!
 Klasik bir geyik laf vardır ya, içimde ki çoçuk büyümedi diye. Benim büyüdü!!! Büyüdüğüne pişman oluyor malesef. Nolurdu ki  sanki çoçuk kalaydım? 
      Günlerden yakın bir geçen günde, iş olsun diye ortaya attığım bir laf öğle molasında meğerse kaç kişinin bam teline değmiş ki, orada bulunan  kişişlerin akorduna hemen bir ayar çekmişti.
  İş ortamı ağır gelmiş olacak ki muhabbet konumuz birden çoçukluk döneminde ki oynanan oyunlara geldi. Nasıl geldi, Neden geldi? diye sorgulamaya hiç gerek yok geldi bir şekilde  işte.
Çoçukken  kaygısız geçen günlerimizin anılarını dökülü verdik birden,tamamen kendi özgür irademizle...
Çoçuktum ufacıktım top oynadım acıktım. Evet  sadece acıktığımız zamanlarda uğrardık eve. Ekmek arası ile ilk tanışmam o zaman dilimlerinde oldu. Oyun kaçmasın diye atlıyorduk ögünleri. Çeşitli oyunlar oynuyorduk zamana aldırmaksızın. Misket oynayıp kendi arkadaşlarımızı yenerek başladık doyumsuz hırsımıza. (favori bilyeme onlarca bilye verdiler de uğuruna inandığımdan kimseye yar etmemiştim.) Oyun kartlarından futbolcu resimleri kazanır yapıştırırdık güzelce, nedense hep bir ikisi eksik olurdu. (Bakkalın oyununa gelip eksikleri tamamlamak için harçlıklarımızı seferber etmiştik.)
Gazoz kapağının şuan bir degeri yok belki ama o zaman çok önemli bir oyun aracıydı.Bakkal önünden tek tek toplardık. Haftada bir mahalleye gelen sinek öldürme aracının egzosunu içimize çekmek için birbirimizle yarışır,giden aracın peşinden hep giden taraf olurduk. Kızlarla ortak oyunlarımız yoktu pek fazla ama onlarlada saklambaç,seksek,yakartop,dokuztaş,ip atlama gibi oyunlarla aramıza köprü kurmasını da bilecek kadar  sosyaldik. Akşam havanın kararmasıyla anne sesinin duyulması an meselesiydi ama biz biraz daha diye oyuna doyamazdık. Bir benjamin bir tsubasa vardı ki , okul dönüşü onları seyretmek için iple çekerdik.(Japonları ilk onlarla sevdim)  Bir gol olacak diye bazen günlerce beklerdik de top kaleye bir türlü girmezdi.
Kavgalı,dövüşlü  filmlerden sonra kendimizi hızla sokağa atıp, filmde gördümüz teknikleri arkadaşlarımız üzerinde denemeye kalkardık ki bu arkaşlığımızı hep küsle sonuçlandırırdı. Ne kadar birbirimize kızsak darılsakda çoçuklar küs kalamazdı. Beş dakkika sonraki oyuna bir şekilde küs arkadaşınla barışmış şekilde beraber katılıp hatta aynı takımda yer alırdık.
Hafta sonları okul tatilini iple çeker, okulun olduğu günlerden daha erken kalkıp belirli çizgi filmleri seyrederdik. ( o kadar tatlı gelirdi ki)  Mahalle kavgaları,mahalle maçları,mahalle takımı vss hep birliktelik duygusu vardı içimizde. Kötü bişey yapmışsak haber çabuk yayılırdı. (korkardık) Evde kilolarca meyva varken uzak komşularımzın bahçesine dalmak için operasyon planları yapardık. İşimiz bitmeye yakın içimizden bir işgüzar hep ''Bahçeyeeee dalaaaan vaaaarrrr ''diye bağırarak işi pok eder hızla kaçışırdık. Abiler vardı mahallemizde onlara özenirdik. Hepimiz birimiz birimiz hepimiz için hareket ederdikte iş oyuna gelince yine kendimiz olurduk. Tahtadan kılıçlarımız,sapandan oklarımız vardı. Sapan ve uçurtma yapmak gibi oyun araçlarıyla  ilk kişisel becerilerimizin temelini atmıştık.
 Komşunun zillerine basıp kaçardık.(Başkasına rahatsızlık vermek bizi rahatlatırdı) Hemde bununla öyle bir eğlenirdik ki.Komşu amca  peşimizden kovalar da bir türlü yakalayamazdı.
 Kar yağar kayak yapar kayardık. Bilyeli araçlarımız vardı yokuş aşağı o bizi taşır yokuştan yukarısına hiç karışmazdı.Kardan adamımız,çim adamımız bilmem nelerimiz vardı.
 Teknolojinin ilk gelişme dönemleri ile çoçukluğumun bitiş dönemi hemen hemen aynı dönemlerde kesiştiğinden, apartman çoçuğu olmadım  hiçbir zaman çok şükür.
 Bu çoçukluk anıları var ya tükenmez bir hazine anlat anlat bitmez valla.( daha çeyregini anlatmadım bile ) O kadar güzel bir dönemi neden tasarruflu harcamadım da tükettim diye ara ara tatlı tatlı kızarım kendime. Geçen zaman gelmiyor iştee. Ben de böyle zamansız yerlerde iç geçirerek, iş ortamlarında lollipop zamanlar düşlüyorum. Zora geldiğim zamanlarda çoçukluk anılarına sığınarak kaçış yolu arıyorum. Kaygısız, tutarsız,sorumsuz yaşamak istiyorum.
Olmayacağını artık geçde olsa kabullendim nihayet ! Mecburen yapcak bişey yok bu saaten sonra diye attım içime.Özlemimi bende böyle anlatarak gideriyorum naparsınız işte ...

9 yorum:

Elif Kararlı dedi ki...

Eyvaaahhhhh ,blog sahibi çocukluğuna indi yanmış halimiz var ,du ben bi gözlük alayım oku oku bitmez şimdi bu anılar :P ( amanınnn ne kötüyüm ya ben de :P)Daha bunun mahalle maçları var , sinemaları var, limon satıp bilet parası kazanmaları var var Allah var :P

Neyse bi euzu besmele çekip başlayalım artık bu yazıdan okumaya :) Artık elimiz mahkum yazdıysa okuyacaz napalım ..Bir kere izlemeye almışız bloğu (yapmışız baştan hatayı :D) artık ne yazsa okuyacaz ...

Şaka bitti şimdi ciddi yorum...Çocukluk güzeldir değerlidir kıymetini bilinmedi sanılır ama bilinmiştir..Çocuklukta yaşadıklarımız öğrendiklerimiz paylaştıklarımız bizi biz yapan yapı taşlarıdır..Sen de bunlarıbu gün tebessümle ve özlemle yazıyorsan çocukluğunu dolu dolu yaşamandandır diye düşünüyorum...İçinizdeki çocuğu öldürmeyin derler ya yalannn içimizde çocuk mocuk (mocuk ne onu da bilmiyorum:P) yok , insan ruhu yaşlanmaz onu genç tutmalıyız kasdedilen budur...Var sağlıcakla kal ...Yazın çok hoştu söylemeden yorumumu bitirmeyeyim ayıp olmasın :)

sekeral dedi ki...

kardeşim yine aldın götürdün beni de çocukluğuma... zaten gurbet ellerde her bişeyi özlemişim, bir de çocukluk özlemi yükleme bu bünyeye : ))

eline sağlık.. süper yazı olmuş.. artık yazmaya bulacak zamanın azaldı, ama yazılardaki güzellik günden güne artıyor haberin olsun !!!

devamını 4 gözle bekliyoruz haberin ola..

kal sağlıcakla..

SÖZÜN ÖZÜ - SALİH YILDIRIM dedi ki...

''papuç''
Alemsin yaaa :))Gören sanacak zorla yorum yaptırıyoruz (Zorla değil birkere mecbursun :DD )
Duyarlı vatandaşlardan kaç tane kaldı ki şu zamanda. Şaka bir yana, Teşekkürler hoşş yorumun için. kaç gündür yazmak istedim anca kısmet oldu. öyle bir çoçukluğuma ineyim.Mahallede ki arkadaşları bir göreyim dedim :))
Papuç senin İçinde ki çoçuk (mocuk) :) genç kalsın her daim emi. Sen mocuk deyince içimden birden abucuk guubucuk diyesim geldi.

SEvgilerimle,
SAygılar...

SÖZÜN ÖZÜ - SALİH YILDIRIM dedi ki...

''sekeral''
Teşekkürler kardeşim içtenlik kokan yorumun için. Eksik olmayasın. Yazının devamını getirmeyi bende düşünüyorum ama bakalım ne zaman olacak. Bu anılar bitmez zaten kardeşim. Hey gidi günler heyyy :))

SEvgilerimle...

sufi dedi ki...

Bir çırpıda sıkılmadan okunacak bir yazı daha;Çocukluk anıları. Şimdiki çocukların ileride anlatacak bence hiç böyle güzel ve doğal hikayeleri olmayacak.Çünkü yeni nesil ebeveynsiz asla sokağa çıkma özgürlüğüne sahip değil artık.Haftada bir anne baba eşliğinde gidilen oyun parkından anlatılacak ne olabilir ki?Oysa bizlerin daha ne çok hikayesi var ve ne yaratıcı çocukluk dönemleri geçirmişiz değil mi?Sevgiler.

♥ .* ღ .*ѕιуαн кєℓєвєк ♥ . ღ .* ♥ dedi ki...

Keşke çocuk kalsaydım baba annem ve dedemin ellerini öpebilseydim yine bayramlarda yeni yılın ilk sabahı prinç serpseydi dedem evimize. Babannem koşup kızarmış mis gibi köftelerini yedirseydi yine bana. Çocuk olsaydım ama tam çocuk. aklı başında olmayan. saçmalayıp duran, etrafı dağıtan, söz dinlemeyen, ama hep hoş karşılanan bir çocuk olsaydım hep çocuk kalabilseydim :((

SÖZÜN ÖZÜ - SALİH YILDIRIM dedi ki...

''sufi''
Çok güzel bir tespitte bulundun üstadım. Yeni nesil çoçuklarımız teknoloji ve apartman kültürü üzerine büyüdükleri için çoçukluklarını yaşayamıyorlar maleseff.
Teşekkürler güzel yorumun için sufi.

SAygılarımla...

SÖZÜN ÖZÜ - SALİH YILDIRIM dedi ki...

''SİYAH KELEBEK ''
Öncelikle Hoş geldin bloğuma.
Bir sihirli değneğim olsaydı da sana dokundurup seni tam çoçuk yapabilseydim :))
Kaygısız,tutarsız,plansız Ne güzel günlerdi değilmi? Bak yine özledim yaaee..

Teşekkürler hoş yorumun için.

SEvgiler,
SAygılar...

Adsız dedi ki...

korktukça büyümekten sevmedikçe büyüklerin dünyasıını çocukluk yıllarımızı daha da fazla hatırlıyoruz.
güzel bir yazı sevgiler.