29 Ağustos 2010 Pazar

Ne zaman evlencen yavrum sen ?


      Nasıl bır resım seçımı bu bende kı ya , lanet olsun zevkıme !  sankı  referandum da  mıllete ; medenı halını , vaktını sormusumda, Memlekette bekar ınsanlara bundan sonra  baskı yapılmasın , bunu sızde destekleyın  der gıbı oldu,Neyse kı bu konunun sıyasetle hıçbır ılgıısı yok,
     Yine  geldiik bir yaz mevsiminin sonuna,  cii demeden bitiyor bu yaz, yıne bısey anlamadım bu mevsımden,ek bı sure ıstesek olmaz mı tabıat anadan, tadı damagımda kaldı bu mevsımın, Güzel olan şey zaten çabuk biter. Bu da onlar gıbı ıste,  Yaz dedin mi ;  insanın aklına hemen sıcaklar,tatil,deniz kum ,tabiat vss gelir ya ,benim aklıma da tam tersi, son zamanlarda direk olarak  düğün sezonu,düğün dernek işleri geliyor. Nasıl bır bılınçaltım varsa, Gercı bundan sonrakı yıllarda  , yaz dedin mi akla ılk ramazan ayı gelecek nasılsa :))
Neyse sımdı konumuz ramazan ayı degıl, ramazan her zaman basımızın tacı o ayrı,
  Başladık yine yakın akraba,arkadaş dügünlerine ! , düğünler güzel, çok özel günlerde, bir de  şu yaşını başını almış teyzelerin igneleyici tutum ve davranışları yok mu ? aman yarabbim sen beni muhafaza eyle bu baskıdan,stresten! İnsanlar anlaşmış,kaynaşmışlar vermişler kararını,  Allah mesut bahtiyar eylesin tüm yeni çiftleri. bir yastıkta kocasınlar. Şiddetsiz bir o kadar da  geçimli günler dilerim hepsine. ama bu dügün salonlarında sorgu melekleri gibi dolaşan teyzelerim sizlere ne olur alasen? 
Geçen bir yakınımın  dügününe gittim, Herşey güzel hoş egleniyoruz derken birden sorgu sual memuru teyzelerimizin ve onun kadar meraklı bazı büyüklerimin gereksiz sorularıyla tacızlerıne maruz kaldım. Bu bahsımevzuda adı geçen teyzeler ve amcalar beni evde kalmış kız konumuna koyarak  bır guzel yargısız ınfaz eylemınde bulundular,  başladılar bilirkişi olma sıfatıyla bildiklerini anlatmaya!    Biraz dinledikten sonra şık bir hareketle uzaklaştım ordan ama  sonrasında çoçuklugumu bilen ve yerı geldıgınden oraya ınmekten erınmeyen teyzelerımle tekrardan bu muhabetlere girmemek için salonda köşe kapmaca oynadık.  İlk gördügü yerde  bir teyzem ilk suali yapıştırdı suratıma:  '' Evladım sen ne zaman evleniyorsun? Bizim felancanın ufak ogulları,kızları bile evlendi sen neden halen duruyorsun ? Bak yaşın başını almış, tası sıksan suyunu çıkarırsın, daha ne oyalanıyorsun, elını çabuk tut ? Evlılık guzel seydır,keramet vardır dedı'' Ordan işgüzar bir amca ,başlamaması gereken bir sohbete körukle yaklasarak ; '' O evladım ben senin yaşındayken , 4 çoçugum vardı. Sen çok yavaş çıktın. Yeni nesil neden böyle ? '' diyerek kızmaya başladı. Dedim amca sen kaç yaşında evlendin ki? dedi ben 18'ıdım, teyzen henüz 16'idi.Ama bakma  yaşımızdan büyük gösteriyorduk.Bugünün nesıllerı gıbı degıldık, Iyı de amca ,  sız  zaten çoçukmuşsunuz o yaşta. O kadar çoçugu neden yaptınız ki. eglenecek baska bişey zaten bulurdunuz o  yaşta! Tüm yeni neslin tek temsilcisi benmişim gibi aldılar yine ortalarına beni. (keşke telefonum çalsada uzaklaşsam dedim ama olmadı ) Her dügünde bunları yasamak zorundamıyım, Yüce rabbm benı bu teyzenın ısguzar baskısıyla  nolurr  ımtıhan etme!  Bir müddet daha mecburiyetten dinledikten sonra. İnsan ister istemez kendi savunma mekanizmalarını harekete geçiriyor.   ''Emmi ,Teyze o sizin döneminizdeymiş. Bakın artık devir o devir degil, insanlar daha bilinçli, hayat da çok pahalı ! Artık herkes temkınlı davranıyor,Yasın da bır onemı kalmadı onemlı olan gereklı sartların olusması, Sizin zamanınızda yeni bir evlilikte, ortak bir evde yaşam sürdürülerek masraflardan kısılıyormuş, Eve bir maaş girdiginde haneyi ihya ediyordu ama şimdi öyle degil ki ! bir süre  iki kişi çalışmak durumunda. Insanlar ıs derdınde, ıssızlık almıs basını gıdıoyr, yarın nolur bılmıyoruz,  o sınav bu sınav derken yeni nesil bir yerlere başını sokmanın bir kadroya çöreklenmenin telaşında.   Yok amca yok, keşke ben senin döneminde yaşasaydım da bu günleri görmeseydim.  Bir evlilik yapmaya kalksan  ortalama 30  ila 50 bin tl gidiyor. Bu meblalar büyük çok büyük. Baksana etimiz ne budumuz ne!  zor bu şartlar da evlenmek hem de çok zor . Bu paralara sizin zamanınızda koca çiftlik kurulur envai çeşit hayvan ,onca sarıkız birde üzerine en afillisinden traktör alınırdı ama baksana  şimdi bir kız bile alınmıyor bu paralarla ! Anlıyor musun şimdi bizi amca ? Neden bekar kaldıgımızı anlıyor musun? Hem para meselesini de hallettin diyelim , Bu devirde nerde güvenebilecegin iyi bir aile kızı ?  hemde bu devir de çok zorr bea amca!  İşte ben bu yüzden bekarım.
 Amca sustu birden galiba yeni nesile ve bana acıdı. Ama teyzem dur durak bilmiyor ,başladı yine :  '' Evlenene Allah yardımcı olur, sen bir evlen bak görcen.''  Teyzecim yapma etme! Allah yardımcı olur şüphem yok ama göz var nizam var.Cep delik cepken delik. Seni dinlesem şimdi evlenmeye kalksam, sen benim dügünüme geldigini sanarak ulaştıgın yer, benim cenaze namazım olur. Yapma gözün sevem. Bir daha da bu konuyu açmayalım lütfen. '' Evladım çok üzülüyorum bu halinize,  Bir düzen bir nizam tutturamadınız, Evli barklı olsan hayatın bir düzene girse fena mı olur ? ''
Evet fena olur teyzem hemde çok fena olur. Şu an bu bütçeyle felaketim olur.
Ama hep böyle bekarlık sultanlık demicez ya bizde.  vakti zamanı gelince bizde devredicez makamımızı varisimize.
Teyzecim sohbetine doyum olmuyor ama bak neredeyse dügün bitecek ben müsadeni istiyorum.
''Git git ama bir daha seni gördügümde iyi haberlerini duymak istiyorum.''

inşallah teyzee , ınsallah , inşalah ...

      iste ben bu teyzelerımızın yuzunden artık sevmıyorum dugunlerı, Nasıb kısmet ıslerıne dısardan bu müdahalelerı yok mu ! Hem ben evlensem senın elıne ne geçıcek kı bea teyze, bu seferde gıtcen baska bır garıbanla ugrascan  :) 
ona da demıycen mı  ; Ne zaman evlencen yavrum sen ?





22 Ağustos 2010 Pazar

EZBERİME ALDIM HÜZNÜMÜ



              Gecenin kagıdına yazamadım efkarımı,
Sitemim varsın,kalsın yarına,
Ezberime aldım hüznümü,
Yüzün,suretin 
hayal meyal rüyamda,

Uykuda tutmadı bak yine !
Sen yoksun diye bu gece,
Ey gecem ! yine zifirim,
En gündüzüm ! Neredesin? 
 Haydi ! aydınlat yüzümü,

               Gecenin kagıdına yazamadım efkarımı,
            Yine sana döktüm bak, gözyasımın mürekkebını,
Islakken al beni, divıt ucuyla,
Sıkı sıkı sar, bıraz da sarmala,

Mühürle kalbımın sayfalarını kalemının dıp ucuyla,
Yak kalbımı ,kasıp kavur,
O denız gozlerınle serınlık kat ıçıme,
Yasam kıyılarımda dolaş, 
Aman haa !  sakın uzaklaşma !


                             Şiir :  Salih Yıldırım



3 Ağustos 2010 Salı

NE ALAKASI VAR ?

 
Resimlerin Dili Olsa da Bir Konuşsa ... 

Bazen bır bırınden alakasız seyler dusunuruz ve bunları çogu zaman aynı anda yaparız,  ki ben hep böyle yaparim nedense, Iste asagıda gordugunuz resımler sadece bır anlıkdusuncemın mahsuludur,tercumesıdır  bılmem ki neyin nesıdır ?


Ve sözü resımlere bırakıyorum birazda onlar konuşsunlar...

             Savunmasiz bır bebek  gıbı hissediyorum kendimi, ıyı nıyetlı dusunceler beslıyorum herkese,çok  korkuyorum! Savunmasızım dedım ya; bu yüzden ürküyorum herseyden,  sefkatlı ellere ıhtıyacım var ,  her zaman sıkkı sıkıya sarsın benı ıstıyorum. Avuclarımda sıcaklıgını hıssetmek ;  guven duymak ıstıyorum , sadakatın  kokusunu ılıklerıme kadar hıssettıkten sonra , Tenım artık onun gıbı koksun ıstıyorum!
Kokusu sınsın ıstıyorum senın de üzerıne,  geldıgım yerın...
hep cennet kokayım ıstıyorum, anlıyor musun benı  ?



Zaman dursun ıstıyorum bazen, Hıç ama hıç akmasın!  Resım karesı gıbı kalsın, Kum saatım tozu dumana katmasın! Ya da benı geçmıse goturun hatalarımdan ders alıp geri geleyım ! Kırdıgım gönüllerı tamır edeyım, kendımle hesaplasip ,eski defterleri bir bir kapatayim!  sonra yıne\yeniden  akreple yelkovanın beklenilen kavusmalarına ,
ön siralardan alkıs tutarım...



Attıgım adım sayısı kadar , aldanmisligim var!
içımden bılınmeyen ıklımlere dogru goç edıyorum...


 

 Kendıme söyleyemeye cesaret edemedıgım cümlelerımı hep yalnızlıgımda kendıme ıtaf edıyorum. Ne ,öznesını ne yuklemını hatırlıyorum sonradan,belkıde bunlari kendıme fazla yük edıyorum! 


Galıba ben yalnızlıgı sevıyorum...
Sadece bir tutam, huzur arıyorum...




Çok karısigimm hemde çokk, kendımle  her çelışmemde yıne  kendı rekorumu kırıyorum.
Kararsizligim benden önce gıdıyor, gıdecegım yere, Çok yazik hemde  çokk ! Farkına varmadan, haksız rekabete gırıyorum gönül gözümle...




Bazen kendimi  çok aciz hissediyorum!
Karanliga küfür ettıkçe edesım gelıyor, Aydınlıgı sevmıyorum  kı bır mum yakayım,
Berdush , zavallı, bıçareyım bazen...





Umutsuz ınsan her zaman, heryerde, her yasta  mutsuz...






düsünüyorum, 
sadece düsünüyorum ...
Düsündükçe ınsan oldugumu hatırlıyorum,
insan gibi yasamam gerektigini animsiyorum,
düslüyorum ve hayal kuruyorum
ve bır daha dusüncemı sorgulayarak saglama yapıyorum.
Ne istedigimi artik biliyorum .s


 

Yalnızlıgımda, kalabalık ortamlarda aslında ben her yerde huzur ariyorum,
Mutluluga gıden yolu örenmek ıcın  çesıtlı yol tarıflerı alıyorum,önüme her gelene soruyorum,
Mutluluk nedır ?
Mutluluga nereden gıdılır ? En kestırme yolu nedır ?
Megerse uzaga gitmeye gerek yokmus!
Ceva p çok yakından geldı ...
 






Ne kalabalikta ara mutlulugu, ne tenhada !
Mutluluk nereye gıdersen gıt hep  senınle, Mühım olan onu  dogru yerde aramaktır,
ta ıçındedır , senın bakıs açındadır, o hayata baktıgın pencerenın sadeece aralıgıdır,
ısteyen yıne de asagıda kı tabelayı takıp edebılır ...