10 Ekim 2009 Cumartesi

Hem padisahin isi ne?


Sultan Murad Han o gün bir hostur. Telaseli görünür. Sanki bir seyler söylemek ister sonra vazgeçer.Neseli deseniz degil, üzüntülü deseniz hiç degil. Veziriazam Siyavus Pasa sorar: -Hayrola efendim, caninizi sıkan bir sey mi var? -Aksam garip bir rüya gördüm. -Hayırdır insallah?.. -Hayır mı ser mi ögrenecegiz. 
                                      -Nasil yani?
-Hazirlan, disari çikiyoruz. Ve iki molla kılıginda çikarlar yola. Görünen o ki, padisah hâlâ gördügü rüyanin tesirindedir ve gidecegi yeri iyi bilir. Seri, kararli adimlarla Beyazit'a çikar, döner Vefa'ya, Zeyrek'ten asagilara sallanir. Unkapani civarinda soluklanir. Etrafina daha bir dikkatle bakinir. Iste tam o sirada yerde yatan bir ceset gözlerine batar, sorarlar; -Kimdir bu? Ahali: -Aman hocam hiç bulasma, derler.Ayyasin meyhusun biri iste!.. -Nerden biliyorsunuz? -Müsaade et de bilelim yani.    Kirk yillik komsumuz... Bir baskasi lafa girer; 
-Biliyor musunuz, der.  Aslinda iyi sanatkârdir.Azaplar çarsisi'nda çalisir. Nalinin hasini yapar...Ancak kazandiklarini içkiye, fuhusa harcar.Hem ªise ªise sarap tasir evine, hem de nerde namli mimli kadin varsa takar pesine.. Hele yaslinin biri çok öfkelidir. -Isterseniz komsulara sorun, der. Sorun bakalim onu bir cemaatte gören olmus mu?..Hasili, mahalleli döner ardini gider. Bizim tedbili kiyafet mollalar kalirlar mi ortada!.. Tam vezir de toparlaniyordur ki, padisah keser yolunu : -Nereye? -Bilmem, bu adamdan uzak durmayi yeglersiniz sanirim. -Millet bu, çeker gider. Kimseye bir sey diyemem... Ama biz gidemeyiz,söyle veya böyle tebamizdir. Defini tamamlamak gerek. -Iyi ya, saraydan birkaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden. -Olmaz, rüyadaki hikmeti çözemedik daha. -Peki ne yapmami emir buyurursunuz? -Mollaliga devam... Naasi kaldirmaliyiz en azindan. -Aman efendim, nasil kaldiririz? -Basbayagi kaldiririz iste. -Yapmayin, etmeyin sultanim, bunun yikanmasi, paklanmasi var. Tekfini,telkini... -Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasilhane bulmaliyiz. -Surada bir mahalle mescidi var ama... 
- Olmaz, vefat eden sen olsaydin nereden kalkmak isterdin?-Ne bileyim, Ayasofya'dan, Süleymaniye'den, en azindan Fatih Camii'nden... -Ayasofya ile Süleymaniye'de devlet erkani çoktur. Taninmak istemem. Ama Fatih Camii'ni iyi dedin. Hadi yüklenelim... Ve gelirler camiye. Vezir saga sola kosturur, kefen tabut bulur. Padisah bakir kazanlari vurur ocaga... Usulü erkaninca bir güzel yikarlar ki, naas; ayan beyan güzellesir sanki. Bir nurdur, aydinlanir alninda. Yüzü sâkilere benzemez. Hem manâli bir tebessüm okunur dudaklarinda. Padisahin kani isinmistir bu adama, vezirin de keza... Meçhul nalinciyi kefenler, tabutlar, musalla tasina yatirirlar. Ama namaz vaktine bir hayli vardir daha...Bir ara vezir sikintili sikintili yaklasir. -Sultanim, der. Yanlis yapiyoruz galiba... -Nasil yani?.. -Heyecana kapildik, sorup sorusturmadan buraya getirdik cenazeyi. Kim bilir belki hanimi vardir, belki yetimleri?.. -Dogru, öyle ya, neyse... Sen basini bekle, ben mahalleyi dolanip geleyim.Vezir, cüzüne, tesbihine döner, 
padisah garip maceranin basladigi noktaya kosar.

Nitekim sorar sorusturur. Nalincinin evini bulur. Kapiyi yasli bir kadin açar.Hadiseyi metanetle dinler. Sanki bu vefati bekler gibidir. -Hakkini helal et evladim, der. Belli ki çok yorulmussun. Sonra esige çöker, ellerini yumruk yapar, sakaklarina dayar... Aglar mi? Hayir. Ama gözleri kisilir, hatiralara dalar belki. Neden sonra silkinip çikar hayal dünyasindan... -Biliyor musun oglum? Diye dertli dertli söylenir... Bizim efendi bir âlemdi, vesselam... Aksamlara kadar nalin yapar... Ama birinin elinde sarap sisesi görmesin; elindekini avucundakini verir satin alirdi. Sonra getirip dökerdi helaya!.. -Niye? -Ümmeti Muhammed içmesin diye... -Hayret... -Sonra, malum kadinlarin ücretlerini öder eve getirirdi. Ben sizin zamaninizi satin aldim mi? Aldim, derdi. Öyleyse simdi dinlemeniz gerek... O çeker gider, ben menkîbeler anlatirdim onlara... Mizrakli ilmihal. Hücceti islam okurdum... -Bak sen! Millet ne saniyor halbuki... -Milletin ne sandigi umrunda degildi. Hos, o hep uzak mescidlere giderdi. Öyle bir imamin arkasinda durmali ki, derdi. Tekbir alirken Kabe'yi görmeli... -Öyle imam kaç tane kaldi simdi? -iste bu yüzden Nisanci'ya, Sofular'a uzanirdi ya... Hatta bir gün; Bakasin efendi, dedim. Sen böyle böyle yapiyorsun ama komsular kötü belleyecek. Inan cenazen kalacak ortada...Dogru, öyle ya? Kimseye zahmetim olmasin deyip, mezarini kendi kazdi bahçeye. Ama ben üsteledim. is mezarla bitiyor mu, dedim. Seni kim yikasin, kim kaldirsin?
-Peki o ne dedi? 
-Önce uzun uzun güldü, sonra; -Allah büyüktür hatun, dedi. 
                                Hem padisahin isi ne?

2 yorum:

Elif Kararlı dedi ki...

bu hikayeyi çok severim...anlayana çok şey ifade eder çünkü...

SÖZÜN ÖZÜ - SALİH YILDIRIM dedi ki...

Aynenn bende çok severim bu hikayeyi. Dediğin gibi papuç anlayana yada anlamak isteyene verilen mesaj.

SAygılar...