Evet son iki yazımızda sevgiliye attığımız pandiklerden bahsettikten sonra yine kendimle karşınızdayım efendim. Ama daha önce bişe sorcam, bu blogger ahalisine ne olmuş kardeşim? Herkesin kolayına mı gelmiş tweet atmak, onları "follow"lamak, hamakta sallanmak, armutları ballandırmak? Blog tarihi hazin günlerini yaşıyormuş gibime geldi.. Bu blogcu arkadaşların misyonlarını bir üst basamağa taşıyıp kitap çıkarmaların eseri. Değilse kurşun döktürmeli millete, akıllar başa alınmalı. Yazınız efendim, reca edeceğim. Tamam benim de eleştirdiğim ergenlik kelimeleri vardır, aynı zamanda kurduğum babasız cümlelerim nedeniyle eleştirilmişliğim. Ama yazmanın önünde engel midir? Değildir değerli vatandaş. Bırakınız bir kişi izlemesin sayfanızı, bırakınız yanlışlık eseri bile görülmüş tek bir yazınız olmasın, hiç bir kitabın kapağında mistik havalarda gezinen gizemli fotoğraflarınız olmasın. Ama yazınız.
Ben ufacıklardayken beni üzen şeyleri kendi meşrebimde yazardım. İç organlarımın farkında olmadığım ve gözle görünür organlarımın bir çoğunun da ne işe yaradığını bilmediğim zamanlarda H.E. adlı öğretmenimin cetvelle suratıma vurduğunu "örtmen suratıma cetvelle vurdu kabardı yanağım çok acıyor" diye yazarken lise sonda S.Ö adlı hocadan yediğim sağlam dayağı"h**oğlu h**nın çocuğu, insan insana öyle mi vurur p***k evladı, bişe diyim mi sevgili kağıt bu herifin anası yada babası eşşek lan! yada at! iki insan ürünü bi organizma böyle dövemez, p*ç! anasını eşekler dürtsün bunun!" diye tasvir etmişim. İşin ilginci herkes de böyle birşey yapıyor zannetmişim.. Değilmiş. Ama ben sonuçta yazmış rahat etmişim.
Lise zamanlarımda şimdilerde radyo programı yapan Zeki Kayahan Coşkun adlı minik, sempatik, zeki, olgun sever büyüğümüz gazetenin bir ekinde Zeki'yle Zekice adlı bir köşede yazıyor, ben de bir yandan yazılarını okuyor bir yandan ne derdim varsa ona yazıyorum. Helal olsun adama her hafta beni muhatap alıyor, hayretler içine düşüyordum; ne şaşırıyordum arkadaş.. Baya devam etti o gazete eki, Zeki'nin yazıları, ona anlattıklarım ve onun bana cevapları.. O zamanlar bilgisayarla alakalı işlerle uğraştığımdan her hafta aldığım gazeteyi sonradan eksen kayması yaşamam nedeniyle Zeki Kayahan Coşkun okumak için alıyordum. O zamanlardan sakladığım tüm küpürleri askerlik vazifesi nedeniyle ayrıldığım evimden torlayıp toplayıp, hiç üşenmeyip, gözünün yaşına bakmayıp bir kalemde çöpe gönderen anneme de burdan hemen tüm yazılarda olduğu gibi yine sevgilerimi gönderiyorum ayrıca.
Şimdi bunu neden söylüyorum bilir misin sevgili jakabo?
Büyük ihtimal Zeki Kayahan Coşkun beni hatırlamaz. Hatırlasa bile o zamanlar hastası olduğu kırmızı ferrarisine elletmez. Elletse de elletmese de farketmez. Farkeden şey; o yazıların benim için kıymetli olması. O bunu kesin bilmiyordur. Onun o yazıları yazmasının yalın maksadı paramı alıyorum işime bakıyorum anlayışı da olabilir, birilerine birşeyler anlatıyorum o yüzden yazmalıyım da bu da benim için diğer bir farketmez. Benim için kıymetliydi ve çok güzeldi bu yeterli.
O kadar Zeki abiye bok attık şunu hatırlamıyordur, bunu da hatırlamıyordur diye ama şu an bu yazıyı okuyan bir çok kişinin de o yazılardan haberi olmadığına dair itina ile kulaklarımın kalıbını bastırırım. Zaten yazılan yazının birileri için anlamı olması demek; herkes için anlamlı olması anlamına gelemez. O yüzden yazdığınız şeylerin kime ne vurduğunu çok düşünmemeli ve yazmalısınız arkadaşlar. Bunu yapınız reca ediyorum. Birine sövmek isteyebilirsiniz. Benim gibi sevgilinize attığınız kazığı, ananızdan çektiğinizi, işsizliğinizi, padişahın sol tarafını yazabilirsiniz bir çoğu sizin için utanılacak bir mesele olabilir ama siz imkan varken yazınız.
Yasak olacak dediniz, bloglarımız engellenecek dediniz. Kimsenin çüküne olmadı afedersiniz. Hala "haydar" yazdığınızda dahi yazılarınız okunabilir halde. O yüzden kıvırmayalım. Birileri sizi okuduğunda çok hızlıca windowsun en büyük nimeti sağ en üstteki çarpıya basıp müsade isteyecekken; birileri tekrar okumak üzere kesinlikle simge durumuna küçültecektir. Ayrıca şifa olarak da kalbe iyi gelir görüşündeyim. Diyeceğim odur ki bloğumuza sahip çıkalım efendim..
Edit: Kusura bakmayın efendim. Sansür şartmış onu anladım..
13 yorum:
Katılmamak elde değil.:)
Blog ahalasi belki ses verir diye bir şeyler planlıyoruz, projeler falan düşünüyoruz ama insan nerede 3 yıl önce ki bloglar demeden yapamıyor.:)
Yazmak fiili artık genel geçmez üzere başka bir eylem için kullanılır oldu sanırım.
Sohbet etmeler bitti, okumalar popülerleşti, sağlam yazılar geliyor artık. Çok çaba gerekiyor söyledikleriniz için. Ama bildiğiniz üzere çaba, yersiz bir çabadır...
sansür şart ve eğitimde şart güzel yeğenim,,,ne kızıyon? sanki sen blogunla eskisi gibi ilgileniyonda tezeği bize atıyon,yani ben bloglarınla sürekli ilgilenen biri olarak o tezeği hiç üstüme alınmadım beni teğet geçti ama başka tayfalar çok üstüne alınmıştır,evet yeğenim twitter çıktı face çıktı mertlik bozuldu,blogların pabucu damlara falan atıldı,gerçekten çok kaliteli yazılar yazan bloglar bile twitterde fink atar oldular,güne mutlaka iki okkalı özlü sözle günün incisiyle başlar olup geceyi de öyle bitirir oldular,,ahh ah buraları eskiden ne şenlikli ne güzel yerlerdi gene blogger kapanmaya kalksada yasaklanasada inşallah şimdilerde blogunun yüzüne bakmayanlar bir kez daha kıymet anlasalar :)
sansür şart,,,selamlar olsun,az sakin ol relax ol,bi dahada usturuplu yazılar yaz,aile var :)
@melodram zaten bu günlerde en fazla yaptığım iş, birilerine hak helal etmek bide hep 3 sene öncelerini özlemek. blog da dahil bunlara işte:)
@Erdost dostum elbette internet trentlerinin bittiği gün yaptığımız veya yapacağımız her çaba yersizdir. Bizimki özlem diyelim..
@Gelibolu benim bloğumla bi iletişim kopukluğum oldu doğrudur, şöyle özetlemiştim kesintileri;
http://kabakulakk.blogspot.com/2012/05/sen-kolay-m-sandn-serefsiz-olmay.html bloğunu devamlı güncel tutman çok güzel, nicedir bloğunu izliyorum zaten. Blog kapanmaya gitse de artık pek birşey değişmeyecek çünkü trend kaydı :)
bende kesinlikle bu facebook ve twitter konusunda size katılıyorum..insanların bakış açıları da artık daha değişik bir yöne kayıyo.. blogculuk eskiden daha heyecanlıydı gerçi ben hiç bırakmadım günü gününe hala takip etmekteyim.. çünkü face ve bir başka ortamlarda hesabım yokk benim varım yoğum blogum ve blogcular.. bence bir blogcu yazıarın kuvvetini face de kısaltmaklarla değilde burada cesurca yayınlamalı.. diye düşünüyorum..
Ben blog yazma işini çok ciddiye alan ve çok seven birisi olarak ,yazdığım yazının tasladığı defalarca okuyup,okuyana çirkin cümleler göstermemek için elinden geleni yapan biriyim.
Ama bazı blogları görüyorum ve öyle cümleler okuyorum ki blog yazmakdan nefret eder duruma geliyorum.
Blogun eski hallerini düşününce gerçekten bu durum içler acısı...
Herşeyde Emek Gerektiği gibi blog yazarlığında da çok büyük emekler gerektiriyor herkes bu kadar emek veremiyor..
Şimdi evimdeki televizyon tüplü ben de istiyorum ki şöyle bi plazmamız olsun, bilgisayarımın ram'i 512mb değil de 4gb olsun. Değişen trendler aslında bunları şart koşar. Ama yazma eylemi yakındığım üzere hala kağıt kalemle olabilmekte ve hatta bazen daha şık durabilmektedir.O yüzden bas bas yazalım diyorum ya klavye mi yapışıyo elimize :)
@elif daha hiç yazdığının tek kelimesini değişmemiş biri olarak, eğer taş attıysan kafam yarıldı yok taşlama yoksa yorumunda bi taş buldum kafama vurdum ama kafam yarıldı. Doğru söylüyorsun. Hani blog diyoruz kimse yazmıyor diyoruz ama belki de bu benim gibi futursuzca her bulduğu kelimeyi cümle eğleyenler yüzünden oldu. Kafam nasıl kanıyorsa artık bigün blog olayı tamamen bitse suçu üstlencem yemin ederim.
@zippo arkadaş da doğru söylüyor. herkes ne çok doğru söylüyor arkadaş :) bence yazın abi, hepiniz haklısınız. Siz anlatın birileri ondan kesinlikle ders alır.
Yazınızı okurken kederlendim, yorumları okurkense tebessüm ettim. =) Söyleyecek pek bir şey kalmadı bana. Diyebileceğim tek şey; yazmak çok güzel ve yararlı bir etkinlik, güzel yazılar okumaksa çok daha bir güzel...
ses ;)
Dostum güzel bir yazıyla tekrar aramıza dönerek '' SES '' vermişş blog ahalisine:))) Süpriz oldu bu yazı bana. Hediye alsam bu kadar sevinmezdim falla)
Sen bizlere diyosun ama sende uzak kaldın yazmaktan bea kardeşim. Şahsen ben facebook,twiter çok kullanan bir insan değilim onlar benim blog yazma arzumu engelleyemez. Lakin az uzak kaldın mı blog yazmaktan gerisi geliyormuş onu çok iyi anladım. Blogların eski günlerine dönmesini bende çok istiyorum. (şu an bunun için bişey yapıyormuyum ? yapmıyorum :)) amaa yoğun birşekilde yazmaya başlayacağım inşş bende.
Dostum hep söylüyorum senin yazıların ayrı bir güzel. Sen uyuyan blog ahalisine sürekli ses ver, ses verki irkilsin gafletten bizim gibi üşengeç blog yazarları.
SEvgiler kardeşim.
Bu güzel yazı için teşekkürler ...
@kalem çırağı;farklı duygular yaşatmışız sana gerçekten.. iyi bi takım çalışması icra edilmiş demekki :)
@pabuç; sen hala tatildesin hesalde :) Seste böyle bi geziyorum tozuyorum havası var gibime geldi..
@sözün özü; üstadım Allah kabul etsin diyim o zaman :) gök yüzünde yalnız gezen yıldızları oynadım baya ama yazmak süper bi icraat. bence yazmanın gıymeti tam olarak anlaşılsaymış lidyalılar para yerine yazıyı kıymete sokarmış, gelecek nesile de iyi olan kazansın imajı olurmuş hem :) Bende baya boşlamışım valla dediğin gibi biraz ipin ucunu bıraktık mı sonra tutması zor oluyor. Bidaha ipi bırakmamak niyetindeyim çok canımız sıkılırsa ip atlarız ama bırakmayız heralde bidaha :) Dua ile. Görüşelim sık sık :)
Kabakulak kocakulakoğlu da kim ya,araya başka frekanslarmı giriyo ben anlamadım,sözün özü yeğenim ikiniz aynı kişimisiniz bilemedim? ben orayı kaçırdıysam affola,bi bakayım linki tıklayım beni nereye götürcek bismillah inşallah başıma bi haller gelmez,tıklıyom bak..
Yorum Gönder